Bebekler salak mıdır? –Bir öpücük hikayesi-
Dokunma duyusu söz konusu olduğunda kadınların
erkeklerden daha hassas olduğu hepimizin ortak kanaatidir. Bu durum
çerçevesinde sizinle çok az bilinen ve ilginç gelen bir bölüm hazırladım
sizlere.
“Öpeyim de geçsin.”
Bu sözü pek çok anne bebeği elini, ayağını bir
yere vurduğunda ağlamaya başlayınca pek çok kez söyler peki hiç merak ettiniz
mi bunun nedeni nedir ya da bu sihirli öpücük gerçekten acımızı hafifletir mi
ve sevginin gücü her şeyden üstün müdür?
Gelin bunu açıklamaya çalışalım. İsmi her ne kadar
bir dinozor türüne benzese de reseptörler dış uyaranları spesifik olarak
algılamakta ve bu uyaranları beynimizin algılayabileceği düzeydeki elektrik
sinyallerine dönüştüren sistemdir. Beyne bu uyaranlar sinir lifleri
aracılığıyla gider ve orada gerekli müdahale yapılır. Her ne kadar dışarıdan
ilk bakıldığında fark edilmese de sinir sistemini muhteşem yapan özelliklerden
birisi de algılanan her duyunun ayrı liflerle / kablolarla beyne iletilmesidir.
Peki, bu kablolar arasında bir fark var mıdır?
En temel fark kalınlıklarından kaynaklanır. Yani kalın sinir lifleri incelere
kıyasla beyine daha hızlı iletim yapar.
Yukarıda açıkladığımız özelliklerden yola
çıkacak olursak hızları farklı ileten iki cins kablomuz var. Kalın ve ince
kablolar. Aniden gelişen (çarpma, vurma gibi) durumlarda ince kablo devreye
girerken, bilinçli yapılan hareketlerde ( ovalama, dokunma, öpme gibi) ise
kalın kablo devreye girer. Sonucunda dokunma daha hızlı iletileceğinden acımız hafiflemiş
olur.
Bu temel fizyolojik açıklamadan sonra tekrar
anne ve bebeğimize geri dönelim. Fiziksel bir temas sonucu bebeğin herhangi bir
yerinde ağrı oluştuğunu varsayalım. Bu durumda anne, ilgili bölgeyi öperken
annenin dudaklarının buraya değmesi bebeğin ağrıyan bölgesindeki dokunma
duyusunu aktifleştirecektir ve sonucunda hissettiği ağrı da azalacaktır. Peki ama
neden öpüyor da adam gibi elleriyle ovmuyor. Gelin bu konuya da yakından
bakalım.
Başlığa geri dönelim;
Cidden bebekler salak mıdır?
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki,
diğer memelilerden farklı olarak insanlarda doğum farklıdır. Yeni doğan küçük
yaratığımız annenin pelvis (bel kalça bölgesi) kaslarının daha fazla zarar
görmemesi için sinir sistemi tam olarak gelişmemiş doğar. Ve çok büyük bir
bakıma muhtaç olurlar. Gelişme başlamaya başladığı zaman ise o küçük parmaklarını
buldukları her deliğe sokma ve ağzına her şeyi aldığını muhakkak ki
gözlemlemişsinizdir. Bazı babalar dişleri mi kaşınıyor ya da acıktı mı acaba
diye düşünebilir fakat değil. Bunları yapmalarının tek bir sebebi var. Yeni
gelişen sinir sistemleri ile yeni dünyayı keşfetmeye çalışıyorlar.
Beynin ortalarında bir yerde birbirine komşu
iki bölge bulunur. Bunlardan ilki duygusal korteks diğeri ise motor kortekstir.
Duyusal korteks duyularımızı kontrol ederken motor korteks hareketlerimizi kontrol
eder kısa ve öz olarak. Duyusal korteks bizi ilgilendiren bölüm. Vücudumuzdan
gelen uyaranlar(tat alma, koku, dokunma) bu bölümdeki ilgili bölgeye liflerle
giderler. İlginç olan kısım ise beyne gelen duyuların kapladığı alan miktarları
birbirlerinden farklıdır. Temel kural şudur: hangi organ ne kadar hassas-
ayrıntılı hissediyorsa beynimizde o ilgili alan o kadar büyüktür. Örneğin
sırtımız ve parmaklarımızı kıyaslayalım. Sırtımız vücudumuzda büyük bir yere
sahip iken parmaklarımız beyinde sırtımızdan daha büyük bir alana sahiptir.
Eğer vücudumuz beynimizdeki temsili alanlar ile orantılı bir şekilde gelişseydi
oldukça ilginç bir vücut yapısına sahip olacaktık. Bu temsili vücuda Latince de
“küçük adam” anlamına gelen “homonkulus” denir.
Sözün özü, beyindeki duyusal kortekste en çok
yeri kaplayan bölgeler işaret parmakları ve dudaklardır. Dediğim gibi bebekler
en hassa noktaları ile dış dünyayı bu şekilde tanıyorlar. Muhtemelen annenin
bebeğinin ağrıyan bir yerini öpmesi de buradan çıkıyor. Aslında bu fizyolojik
bulgu, iki aşık insanın öpüşmesinin altındaki biyolojik nedeni de çok iyi
açıklıyor. En hassas bölgelerini birbirlerini tanımak için kullanıyorlar. Yoksa
dirseklerimizi de birbirine sürtebilirdik?
Yorumlar
Yorum Gönder