Karasevda Değil Soylu Sevgi



Zamanında İbn-i Sina, Horasanlı Vezirin hasta kızını tedaviye gidiyor. Kızın aşık olduğunun farkına varan İbn-i Sina kızın sevdiğini bulmak için nabzını tutuyor ve isim söylemeye başlıyor. Söylenen isimlerden birini duyan kızın nabzı hızlanıyor. Ve sonucunda İbn-i Sina gelecekte adına “aşk” diyeceğimiz kavrama, “gönül hastalığı” diyor.


Hikayeden yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki, Horasanlı bilmem kim paşanın vezirinin kızı da olsan aşık olursun. Yani aşk ferman dinlemez. Aşkın bir boyutu vardır ki muhakemeyi bozar, sağlıklı karar verme yetisini insanın elinden alır. İnsan sevdiği kişiye ulaşsa bile ona değil, onda aradığı özelliklere aşık olur.* Aşk bir hastalık haline gelir. Sürekli hayalindeki kişiye ulaşmaya çalışan insan ile, hayalindeki kişiye ulaşmış insan aynı olmaz. Böyle durumlarda bağlanma ile bağımlılığı iyi ayırmak gereklidir. Bir insan eşine, annesine babasına bağlanabilir ama bağımlı hale geldiği zaman belli ki bir sorun vardır. Belli şartlarda uzaktan sevmeyi başarmak gerekiyor çünkü bazen sevgi insana yanlış şeyler yaptırabiliyor. Sevginin insanı gerçeklerden ve mantıksal zekasından uzaklaştırmaması gerekli.Aşkın ne denli güçlü bir duygu olduğunu ve insanın aşk sebebiyle pek çok dünyevi alışkanlığını, avantajı elinin tersi ile iteceğini hepiniz bilirsiniz. Çok zengin insanlar parasıyla akla hayale gelmeyecek şeyler satın alabilir fakat aşkı satın alamazlar. Cinsellik ve aşk aynı değildir. Şuan ki toplumda -özellikle gençlerde- aşk konuşuyoruz diye konuşulduğunda gidince ortaya çıkan cinsellik muhabbeti değil yani bahsettiğim.


“Aşk konuşmak, şiir okumak varken ne gerek var cinselliğe?”


Aşk sonucunda daha doğrusu aşkın karşılıksız kalması sonucunda, melankoli, depresyon, bazı durumlarda kalp hastalıklarının ortaya çıktığı kanıtlanmış bir gerçektir. Bunların pek çoğuna biz şuan aşk acısı ya da karasevda kavramını takmış bulunuyoruz. Aşık “O olmazsa yaşam sebebim ortadan kalkıyor.” Diye düşünür. Dünyaya “Onunla birlikteysem değerliyim.” Diyerek bakar ve herhangi bir son sonucunda pek çok yanlış işlere yol açabilir.



Asıl önemli olan şu: bencilce, hep bana hep bana diyerek sevmek yerine değer verip soylu bir şekilde sevelim.






Yorumlar

Popüler Yayınlar